
30 Aralık 2010 Perşembe
Hediyem geldiiiiiiiiiiiii :)

Bu akşamüstü arkadaşımla uzatmış ayakları otururken (bu aralar ayakları uzatıp boş boş oturmak lüks bize:)) paketim geldi... İşin en güzel kısmı keyifle paketi açmaktı. Çok şık ve güzel 2 kartla birlikte saç bantım ve şık bir kurulama bezi ama kullanmaya kıyamazsınız öyle güzel hediyelerim zarif ve
Sevgiler ve iyi yıllar :)
26 Aralık 2010 Pazar
aaaa Pazar Yıldızı olmuşuz :)

Yani Pazar Yıldızı diye birşey olduğundan bile haberim yoktu açıkçası :) Sevgili Marifetli Peri söylemese daha da haberim olmayacaktı. Teşekkürler pericim ;) Efendim bir süredir PASAJIMIZ'da satışa başladık ve aslında daha bir hafta ya oldu ya olmadı :) ve bugün Pasaj'da Pazar Yıldızı olmuşuz :) Çok hoş bir duygu... Sizi de pasajımızda bir kahveye bekliyoruz ;)
Hadi bakalım cevaplayalım mimlerimizi :)
1-Yeni Yıla Nasıl ve Kimlerle Girmek İstiyorsunuz.
Ailemle birlikte girmek istiyorum. Elifim de olsa süper olurdu ama olamadı :( Aslında Moskova'da, Kızıl Meydan'da soğan kubbelerin ve ışıl ışıl havai fişeklerin altında girmek isterdim ama o da hayal :(
2-Yeni yılda beklentileriniz neler?
Ahhh... Nerden başlasam, nasıl anlatsam... Şu başlayıp, heyecanla atıldığımız işin yoluna girmesini çok istiyorum. Ve elbette en büyük isteğim ailemin yeniden bir arada olması, mümkünse soğuk,kubbeli, ışıl ışıl bir şehirde yeniden :)
3-Yeni yıl sence ne demek?
Aslında yeni yıl, karamsarca olacak ama, dünyanın bir yaş daha yaşlanması demek. Keşke bu yaşlanmanın olugunlaşma ile orantılı olduğunu söyleyebilseydim ama ne yazık ki dünya büyüdükçe hırs da beraberinde büyüyor. Umarım bu yıl dünya için daha barışçıl, naha naif bir yıl olur. Tabi yeni yıl aynı zamanda yeni umutlar ya da eski umutların gerçeğe dönüşmesi için yeni bir fırsat da demek...
4-Yeni yılda ne olursa çok mutlu olursunuz?
Planlarımızın gerçeğe dönüşmesi elbette mutlu eder.
5-Yeni yıla dair mesajın nedir?
Yeni yıla dair bir mesajım var ki aslında bu dünyadaki tüm sorunları çözen sihirli bir sözcük... o da SEVGİ
25 Aralık 2010 Cumartesi
Hayat küçük sürprizleriyle güzel...
Ama asıl sürpriz şimdi geliyor! Ben yalnız değilmişim :) Ben bir Moskova aşığıyım, bunu her fırsatta dile getiriyorum. Biran önce soğan kubbeli şehrime dönmek için de can atıyorum. Yani Moskova aşığı bir Türk kadın. Deniza ise tam bir İstanbul aşığı ve o bir Rus :) Moskova aşığı bir Türk kadın ile İstanbul aşığı bir Rus kadın birgün bir blogda karşılaşmışlar... Artık keyifle gezeceğim bir blog ve dahası benim ne demek istediğimi, ne hissettiğimi anlayacak bir de arkadaş var.Ne mutlu bana...
24 Aralık 2010 Cuma
23 Aralık 2010 Perşembe
21 Aralık 2010 Salı
Yulya aklıma getirdi yine... MOCKBA!
Do Svidanya
Moy lubimi gorod...
Hoşçakal benim sevgili şehrim...
Yeniden merhaba diyeceğim günü bekliyorum sabırsızlıkla...
Artık benim de "Pasaj"ım var :)

Aslında taaaa Moskova'dayken Pasaj'a üye olmuştum ama aktif hale getirmek bugüne kısmetmiş... Bir süredir farklı düşünceler arasında gidip geldikten sonra en hayırlısının (en azından şimdilik) bu olacağını düşündüm. Eh bakalım neler olacak...
Önemli bir ayrıntıyı belirtmek istiyorum. Pasajım değil, Pasajımız. Çünkü Pasaj'a koyduğumuz el yapımı ürünler sevgili arkadaşım Ceren ve benim. Yani ortaya karışık birşeyler olacak ;) Yeter ki Ceren Moskova'dan bir dönsün... :)
http://tarcinmoscow.pasaj.com/
20 Aralık 2010 Pazartesi
FROM MOSKOVA WITH LOVE: Çalıp çırpmaya alışmışız
19 Aralık 2010 Pazar
little sewing box "Russian traditional dance"
18 Aralık 2010 Cumartesi
Hadi bakalım, pamuk eller gönüllere
Yetenek Sizin
15 Aralık 2010 Çarşamba
matryoshka / matrushka / matruşka: Ufacık bir dikiş kutusu - little sewing box with matrushkas (3 sisters)

Yeni blogumda:
matryoshka / matrushka / matruşka: Ufacık bir dikiş kutusu: "Birşey ne kadar küçükse o kadar sevimli oluyor..."
Yeni bir blog(um) daha :)
Ozledim...
Moskova'daki sevgili arkadaslarim... Yasadiginiz bu guzel sehrin degerini verin. Moskova'da degil Moskova'yi yasayin. Iste o zaman anlayacaksiniz beni.
Gecen burada bir dort yol agzinda karsidan karsiya geciyordum. Aklima Moskova'daki evimin oradaki, Leninski prospekt ve Lomonosovski Prospekt dort yol agzinda karsidan karsiya gecisim geldi ve o ani ozedim. Bir sehri ozlemek boyle birsey. Herbir kosesini ozlemek yani. Ani ozlemek. Yoksa her sehrin kendi guzelligi var.
13 Aralık 2010 Pazartesi
Bardak altlıkları / Louvre-coasters "Louvre"
11 Aralık 2010 Cumartesi
FROM MOSKOVA WITH LOVE: Bembeyaz bir Ankara'dan tünaydın :)
FROM MOSKOVA WITH LOVE: Bembeyaz bir Ankara'dan tünaydın :): "Kar yağdı, heryer bembeyaz... Ne kadar özlemişim karın bu görüntüsünü... Çocuklar gibi mutlu oldum :)"
10 Aralık 2010 Cuma
İğnedanlık...pincushion "blue"
Dün gece boyamaya bir gece olsun ara vermeye karar verdim ve farklı birşey yapmak istedim. Aslında çarpı işi yapmayı bir süredir istiyorum ama bir türlü girişimde bulunamıyordum. Oysa çok severim. Zamanında az mı yaptım :) Neyse baktım kumaş yok, iplik yok doğru dürüst. Ben de elimde ne varsa onu değerlendirmek istedim ve iğnedanlığım ortaya çıktı. Sevimli oldu ama dikişinde biraz zorlandım. Dikiş malinamı keşke Moskova'da bırakmasaydım :/
9 Aralık 2010 Perşembe
Hediyeyi kim sevmez :)
Ayrıntılar için: SİBEL'İN HOBİ DÜNYASI
8 Aralık 2010 Çarşamba
Harika bir yer keşfettik :)
FROM MOSKOVA WITH LOVE: Baykuş, baykuşlar, daha çok baykuş(lar) :): "PirinçHan'ı bu sıralar su yolu yaptık :) Fakültedeyken bizim okula çok yakındı ve malum resim de okuduğumdan ne çok giderdim PirinçHan'a....."
3 Aralık 2010 Cuma
FROM MOSKOVA WITH LOVE: Tahtakale

FROM MOSKOVA WITH LOVE: Tahtakale: "Tahtakeleden tahtaları yüklendik :) Uzun lafa gerek yok. Yeni sürprizlerimi bekleyin ;)"
30 Kasım 2010 Salı
29 Kasım 2010 Pazartesi
27 Kasım 2010 Cumartesi
FROM MOSKOVA WITH LOVE: Memlekent dergisinin Moskova sayısındayım...
FROM MOSKOVA WITH LOVE: Memlekent dergisinin Moskova sayısındayım...: "Memlekent, Psikeart dergisinin 3 ayda bir çıkardığı, Ülkeler ve Şehirler dergisi. Daha çok rehber niteliğinde, oldukça güzel bir dergi. Ba..."
FROM MOSKOVA WITH LOVE: Saman Pazarı ve Pirinç Han
24 Kasım 2010 Çarşamba
Öğretmenler gününüz kutlu olsun

Büyük önder, baş öğretmen Atatürk'ün ışığındaki tüm sevgili öğretmenlerimizin günü kutlu olsun.
Sevgili annem, Işın annem ve kurs öğretmenlerim başta olmak üzere...
23 Kasım 2010 Salı
Mersin yolcusu kalmasın :) / Tea box
Yukarıdaki çay kutusu ve aşağıdaki kolye dünya tatlısı Deniz beyefendinin güzel annesi Ayşe hanfendiye yani taaaaa Mersin'e gidecek.
Gece uykusuz kalmalarıma değiyor sanırım :) Bunları yapmak çok keyifli ama onları sevdiğin insanlarla paylaşmak çok daha keyifli oluyor...
22 Kasım 2010 Pazartesi
Atölye Beyaz

Ankarada en keyifaldığım zaman dilimi Pazartesi sabahları ve en keyif aldığım yer Atölye Beyaz ... Sabah 3 saatimin burada nasıl hızlı geçtiğini anlatamam. İşte Moskova'da eksik olan tek şey de buydu sanırım...
Atölye Beyaz Çayyolunda bir sanat atölyesi. Harika öğretmenleri ve harika öğrencileri var. Bir de bahçesinden eksik olmayan sevimli kedileri... Yıllardır fırçam elimde kendimce birşeyler yapıp duruyorum. Moskova'da kendiçapımda kurslar da vermiştim ve o zamanlarım da çok keyifliydi. Ama Beyaz'da yeni boyama teknikleri ve hep güler yüzlü hanımlarla birlikte olmak çok güzel. Hep güler yüzlüler çünkü yaptıkları işten keyif alıyorlar. Bu da insana pozitif bir enerji ve daha çok çalışma isteği veriyor.
Atölye Beyaz'da neler var neler. Ben şimdilik boyama atölyesine katılıyorum ama seramik de aklımı çelmiyor değil ve ilerleyen zamanda mutlaka o işe de el atacağım. Zaten uzun zamandır çamurla haşir neşir olmayı çok istiyordum.
Ankara'da olup bir de Çayyolu bölgesinde oturan tüm fırça aşıklarına şiddetle öneriyorum... Bol renkli günler :)
Fotoğraf bu siteden alınmıştır.
Taşlarla sanat
2 yıl önce yazın başladı bu taşları boyama merakı. Yaz tatili için Anamur'daydık ve deniz kenarında öyle güzel taşlar vardı ki... Canım da sıkılıyordu, malum boş durmak bana göre değil. Önce çarşıya gittim, boyalarımı, fırçalarımı yüklendim, sonra deniz kenarının yolunu tuttum, taşıyabileceğim kadar uygun taş toladım. O gün bugündür boyuyorum. Elimde çok fazla kalmadı aslında, bazıları hediye gitti, birçoğu geçen kış IWC kermesinde satıldı ama ben hala boyuyorum :) Üzerindeki resimler bana ait (sonuncusu hariç). Bu resimleri aynı zamanda suluboya ile kağıda da yapıyorum ve bir tane de tuval üzerine yapmıştım.
18 Kasım 2010 Perşembe
Anne ve çocuğu...
Bugün kızımın doğum günü ve ben de onun ilk doğup da kucağıma verildiği anı hatırladım. Sonra da Klimt'in bu resmini hatırladım ve sonuç... Şu ana kadarkilerin en iyisi oldu kanımca :)
Banyomda kabuklar...little bathtub for cosmetics
İyi ki doğdun meleğim...
Anne olacağımı öğrendiğim gün dün gibi aklımda meleğim. Senin geleceğini öğrendiğim zaman içime düştü sana karşı tüm duygularım. O duygular dünyadaki tüm hislerden güçlü ve üstün duygular olacaktı doğup da kucağıma verildiğin zaman...
Hayatta tahmin edemeyeceğim bir sevgi ve mutluluk beraberinde tarif edilemez bir korkuyla birlikte girdi hayatıma. Seninle olmak değildi korkum, sensiz kalmak oldu her geçen gün artarak...
Ama bil ki birtanem, ben yaşadıkça, yakınında olamasam da gün gelip, yine de bir şekilde hep yanında olacağım. Sadece varlığımla değil, sevgim, düşüncelerim, fikirlerim ve desteğimle. Seni çok ama çok seviyorum Serushkam... Bunu hiç aklından çıkarma güzeller güzeli meleğim...
17 Kasım 2010 Çarşamba
Mucha "Sonbahar" sedef kolye / Mucha "autumn" pearl necklace
16 Kasım 2010 Salı
Yeni atölye alanım...
Moskova'daki evlerden sonra bu ev bana futbol sahası gibi geliyor :) Aslında balkonu camla kapalı bir daire tutmak istedim (atölye yapabilmek için) ama iste diğim gibi bir daire bulamadım ve bu daire hem çok güzel hem de salonu çok büyüktü ve bir köşesini kendime atölye yaparım diye düşündüğümden yeni evimiz oldu. Önceleri sehpamın üzerinde iki büklüm acı çekerek yapıyordum çalışmalarımı ve sonunda dayanamayıp bu masayı aldım ve salonun en güzel yeri yani pencerenin kenarı (havuz manzaralı :)) benim atölyem oldu. Buradan hem televizyonu görebiliyorum hem camdan istediğim gibi ışık alabiliyorum hem de bilgisayarım hep yanımda :)
Reçellik
15 Kasım 2010 Pazartesi
14 Kasım 2010 Pazar
Deli deli kulakları küpeli

Küpe, küpe, küpeler... Sanırım en sevdiğim aksesuar küpe. Her ne kadar bu sıralar boynumdan çıkarmadığım Atatürk imzası şeklindeki kolyemden vazgeçemesem de, fotoğraftaki üç küpemi çok seviyorum. Ortadaki püsküllü olan benim tasarımım. Diğer ikisi Moskova'da bir antika fuarından aldıklarım. Nostaljik görünümleri çok hoşuma gidiyor.
Bu bayram ne giysem diye düşünüyordum, bu küpelere uygun kıyafet seçmeye karar verdim...
Fotoğraf diğer blogumdan alıntıdır.
13 Kasım 2010 Cumartesi
11 Kasım 2010 Perşembe
10 Kasım 2010 Çarşamba
Yıldızlı Kadın

2009 tarihli bir resmim... Şu resim yapma işine böyle sık sık ara vermesem... Ama hep başka şeyler kafamı bulandırıyor :/
9 Kasım 2010 Salı
Klimt "kiss" pearl necklace
Moskova'dan ayrılmadan önce sevgili arkadaşım Neslihan bana çok güzel bir bilezik hediye etmişti. Yaz boyunca büyük bir keyifle bu bileziği kullandım. Klimt'i çok severim ve bilezik de çok güzeldi. Üstelik her taktığımda Neslihan'ı ve Moskova'yı hatırlatması da çok hoşuma gidiyordu.
Türkiye'ye geldikten sonra bileziği evirdim, çevirdim ve ben bunu yaparım dedim :) Bilezik bir sıra sedef taşından oluşuyor. Ortadaki 3 taşa resim yapmışlar. Yani hem bir aksesuar hem de bir sanat eseri. Bu nedenle daha kıymetli. Bence bayanların üzerlerinde bu tür aksesuarlar taşımaları çok güzel. Güzel yanı ise bir başkasında 2.sinin olmayacağını bilmeniz. Yani, evet, aynı resmi aynı şekilde bir başka taşa da yapabilirsiniz ama birebir aynı olması imkansızın da ötesinde.
Şimdilik Klimt ve Mucha'nın resimlerinin reprodüksiyonlarını yapmaya devam edeceğim ve bu arada kendi kafamda fikir geliştirip bir süre sonra kendi sanat eserlerimi bu takılara uygulayacağım. Tabi Moskova'dan aldığım sedefler bitene kadar :/ Türkiye'de onlardan bulabilir miyim bilmiyorum. Ama sonuçta çok değil, 2 ay sonra yine Moskova yolcusuyum ve yeniden yüklenir gelirim :)
Bu ürünü bir de görün ;)
193∞

Cumhuriyet'in ve Atatürk'ün kızı olmakla gurur duyuyorum. Seni sadece 10 Kasım'da değil, hergün kalbimde, aklımda ve yolumda tutuyorum. Asla ölmedin ve ölmeyeceksin, bu yurtta seni öldürmek isteyenler, Atatürk'ün çocuklarını karşılarında dimdik ayakta görecekler her daim...
İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Kanımız senin asil kanın... Ne mutlu TÜRKÜM diyene!