31 Mart 2012 Cumartesi

Figen ve... :)


Bazı insanlar vardır, hani beklenmedik bir anda beklenmedik bir şekilde hayatınıza girer. İşte sevgili Figen de böyle birisi benim için. Benzer tutkularımız -ki bunların başında yazmak geliyor, karşılaşmamıza sebeb oldu. Blog ile başlayan uzaktan arkadaşlık facebook ile devam etti.Umarım birgün yüzyüze dostluğa kadar gider.

Figen yardım etmeyi seven, sanatçı ruha sahip maceracı bir kişilik. Hiç görmedim, sesini duymadım ama sanki yıllardır arkadaşım. Aklına koyduğunu yapar, ki nitekim bu sayede bir ressam oldu. Şimdi de facebook'da yeni bir sayfa açmış, çektiği fotoğrafları paylaşıyor bizlerle... Fotoğrafları görmek için yukarıdaki resme tıklamanız yeterli :)

Harikasın arkadaşım! yola devam. Çok istememe rağmen benim yolum oralara düşemiyor ama, umarım senin yolun birgün buralara düşer ;)


30 Mart 2012 Cuma

panolar


Açılacak olan Upi's Cafe'ye yeni panolar :) Önceki akşam hamurlarını hazırlamıştım zaten. Dün akşam da Ece ile ders sonrası oturup hemencik yerleştiriverdik :)






 Öğle yemeklerimizin keyfi bir başka canım :) Öğrencilerimizle birlikte cümbür cemaat, bol kahkahalı ve çok faydalı yemekler (arada yaramazlıklar da var tabi :)) sabah kahveleri, akşamüstü çayları ve elbette kekler, kurabiyeler, börekler... Sağolsun öğrencilerimiz de hep elleri dolu geliyorlar :)

29 Mart 2012 Perşembe

Uçtu uçtuuuuuuu :)



Ahhh nerden başlasam acaba... 2 ay oldu neredeyse işe başlayalı ve gün geçmiyor ki beni gülümsetecek yeni birşey olmasın atölyede...

Gün geçtikçe öğrencilerimizin sayısı artıyor, yani hergün hayatıma bir değerli insan katılıyor. Herbirinin yeri ayrı... Hani zevk alacağımı biliyordum bu işten ama bağımlısı olacağımı bilmiyordum :) Ece bana hergün kal dese hergün kalacağım mesaiye :)

Bunun yanısıra bir de siparişler var elbet. Sevgili Buket'in önderliğinde Asuman, Sema, Ayşen Abla, Füsun abla ve Gülistan harıl harıl çalışıyorlar. Ben de yoğun ders programlarının arasında, ders sonrasında, çoğu zaman da evde elimden geldiğince bir işin ucundan tutmaya çalıyorum. Dedim ya... Seviyorum bu işi :)

Yakın zamanda sipariş ağımıza takılan The Woo mağazasının ürünleri arasında da bu linkte yayınlamış olduğum kuşlar da vardı... Bunun dışında sevgili arkadaşlarımın hazırladığı ürünlerin güzelliklerini anlatamam. Gidin, Palladium'da görün demek isterdim ama :) hepsi bitmiş, tükenmişşşşş :)))) Darısı bir sonraki partiye ;)

Bugün atölyedeki o sevinç anlarını görmeliydiniz.

İşte benim için bu mutluluk anları en büyük armağan...


27 Mart 2012 Salı

Eskiz defterime kap


Altered art... Vintage... Scrapbook... yani bu kapta ne ararsanız var :)



Suni deri kaplı bir dosya idi bu ve içinde not defteri duruyordu. Akşam akşam birşeyler dürttü,kot pantalonumu, perdeyi ve yerleri boya içinde bırakmış olmama da değdi ;)



Atölyemde çalışmalıydım, itiraf ediyorum :) ...

Bu kapta yok yok :) stamp (mühür), metal aparat, ahşap aksesuar, scrapbook kağıdı, dantel, püskürtme boya, doğal rafya...





Ama en çok aşağıdaki ayrıntıyı seviyorum... Bu çok sevdiğim ve paylaştığım bir cümledir. Ünlü Fransız ressam Ingres zamanında öğrencilerine söylemiş. Gerçekten de insan vücudu akıl almaz bir şekilde mucize gibi ve bir o kadar da çalışılması zor... Ben de eskiz yaparken Ingres'in bu sözlerini hep aklımda tutuyorum ;)


 Elbette Sketch book'um hemen yerini aldı ;)




26 Mart 2012 Pazartesi

Deniz balık kabuk


Ve bu daaaa.... deniz temalı yemek takımıma kardeş geldi dün gece ;) Cam boyamayı özlemişim... Buna benzer bir sürüüüü obje yapmak istiyorum daha :) Bakalım, zaman olursa....





25 Mart 2012 Pazar

cupcakessssss



Yaz geliyorrr.... Sabah kuş sesleri ile uyanmak öyle güzel ki :) Ben ki kar yağmasını en çok isteyen kişi olarak kardan bıktıysam, herkes bıkmıştır sanırım :) Balkonda keyifli kahvaltıların ve akşamüstü çaylarının zamanıdır artık ;)

Şu anda arkamdaki pencere açık ve içeri temiz hava hafif bir esinti ile birlikte giriyor... Mis gibi... Ne huzur :)

Ama pazar günü demeyip ben yine boyam ve fırçamla haşır neşir oluyorum. (bir yandan çamaşır makinasında çamaşırlar yıkanırken :))

Yukarıda görmüş olduğunuz resimdeki seramik tabaklar sevgili arkadaşım Ceren ve annesi Ayşe teyzenin ev hediyeleri. Tantitoni'de gördüğümde direk vurulmuştum bunlara :) (Tantitoni'de vurulduğum onlarca diğer şeyle birlikte :D) Yanındaki ayaklı cam pasta tabağına gelince.... İşte o benim marifetim :)

Sevgili Ece dün atölyede öğrencilerimize cam üzerine peçete uygulamayı gösterdi. Ben de uzuuuun bir süredir cam boyamamıştım, iştahım bir kabardı ki anlatamam :) Hemen bu harika cupcake desenli peçeteden iki tane kaptım ve evin yolunu tuttum. Ancak dün doğumgünü telaşından elimi süremedim bir türlü. Tüm akşam evde kaybolan digiturk kumandasını aramak da cabası... Bu arada hala bulunamadı :/

Cam kaba gelince, alalı 7-8 ay oluyordur sanırım. Boyamak için alıp vakitsizlikten bir köşede bekleyen onca objeden birisi işte... Sonra bu peçeteler geldi atölyeye ve tatatataaaaammmm işte beklediğim fırsat :)



Az önce bitti, taze yani :) Şimdi bunu 3 hafta sağlam bir yere koyup unutacağım ki boyası iyice sabitlensin, ardından vernik olacak... Bu objede kullanılan yapıştırıcı tabi ki Plaid'in Royal Coat yapıştırıcısı ve boya da Folkart'ın beyaz Enamels (cam için özel opak) boyası...

24 Mart 2012 Cumartesi

iyi ki doğdun meleğim...

canım, yakışılım, canavarusarpusum, oğlum.... yeni yaşın kutlu olsun, her yaş sana yeni güzellikleri ile gelsin. Sen benim iyiki lerimsin! seni çok seviyorum ♥

23 Mart 2012 Cuma

işime aşığım :)


Kutu kutu penseee :) Eveeet bu kutuya gelelim... Baktım ki resimleri paylaşıp nasıl yapıldıklarından bahsetmiyorum. Gerçi bu basit bir kutu ama kısaca değineyim...

Yuvarlak bir ahşap kutu bu. Heryerini bir kat boyamam yetti, çünkü her tarafı kağıt kaplı. Kağıt kaplamak zor bir iş, malum hava kabarcığı ya da royal coat (yapıştırıcı) fazlalığı kalmaması lazım arada. Onun için bir spatul yardımı ya da bez çok iyi oluyor. Yapıştırırken bir bezle iyice havasını çıkarmak, acele etmeden sakince yapıştırmak gerek. Yapıştırma işi bitince mutlaka 2 kat royal coat atmalı.

Bu işlemden sonra üstünü süslemeye sıra geldi. Üzerindeki etiket parçalarını da kabarık olsun diye ahşaba yapıştırdım. Sonra da doğal rafya ile süsledim. Keyifli bir tasarımdı ancak aslında işe ilk başladığım zaman yapmaya başlamıştım, ancak bitti :) Yoğun öğrenci tempomızun ve siparişlerin arasında yerini ancak aldı ;)

Sevdim bu kutuyu, özellikle de kapak zeminindeki film afişlerinden oluşan scrapbook kağıdı tam benlik :)



14 Mart 2012 Çarşamba

8 Mart 2012 Perşembe

8 Mart hakkında... kısacık bir yazı...


Eveeeeet bir 8 Mart'ı daha geride bırakıyoruz.... Her zaman yaptığım gibi size Rusya'dayken yazdığım 8 Mart yazısını paylaşmayacağım. Artık okuya okuya bıkmışsınızdır ondan :)

Ama bu sene daha bir coşkuyla kutluyorum günümüzü ama çiçekle, yemekle ya da hediyeyle değil, şu anki durumuma şükrederek kutluyorum :)

Artık ben de bir emekçiyim. Bunun mutluluğunu yaşıyorum ve şimdilerde hayata çok ama çok farklı bir pencereden bakıyorum. Kadınların her zaman çok güçlü olduğuna inandım. Ama bu gücün yanında çok yumaşık bir kalbimiz var.... İşte bu kalp nedeniyle anne rolü bize uygun görülmüş. Biz verdik mi tam veririz, sevdik mi tam severiz, özledik mi tam özleriz, üzüldük mü kahroluruz... Ama sonuçta ne olursa olsun dimdik ayakta kalırız. Her duyguyu, herşeyi yüreklenir, taşır, içimizde saklarız da asla yıkılmayız. Cesuruzdur, hemen ortaya koyarız hislerimizi. Söylemekten çekinmeyiz. Bununla da gurur duyarız... Bu nedenledir ki çalışsın ya da çalışmasın, tüm kadınlar emekçidir. Hatta anneler emekçilerin başında gelir.

İşte bütün bunlardan da yola çıkarak atölyemizin pozitif enerji deposu, güler yüzlü güzel Ayşen'imiz herbirimize yukarıdaki yaka iğnelerinden yapmış. Bu nasıl ince ve güzel bir düşüncedir böyle!

Hepimizin gününü kutluyorum...

Kuşlara devam


Bu obje Ece'nin yeniçizimi. Açıkçası benim de en sevdiğim kuş figürü oldu. Çünkü üzerinde oynamak, birşeyler yaratmak, tasarlamak kolay bir kuş. Üç kanat takıp bitirmiyorsunuz işi yani :) Bence çok da tutulacak bu kuş :)

Bu arada atölyede adım kuşum Seden oldu hihihi. Üst üste kuş boyayınca haliyle :) İşte bu kuşa da ilk başladığımda projesi tamamen farklıydı ama bitirene kadar şekilden şekile girdi ki bence son şekil de güzel oldu hani :) Ece ve Buket'in atölyeye gelip kuşu gördüklerindeki tepkilerini de asla unutmayacağım bu arada :)))

Şimdi bundan boyamaya devam :)))) Ne olmuştum ben bir dakika bakim.... Şapkalı kedi, kuşum Seden, Tarçın :))))hergün yeni bir isim yapışıyor üstüme hehehe



4 Mart 2012 Pazar

Neler oluyor hayatta... :)



Ece Aymer Craft House'da bir aydan fazla zamanı geride bıraktım bile. Ama biliyor musunuz, sanki ben hep oradaydım, Ece, Buket, Nalan abla, Asuman, Ayşen abla, Füsun abla, Sema ve diğer bütün güzel insanlar hep hayatımdaydı... Elbette bu çalıştığım yeri çok ama çok daha keyifli bir hale getiriyor.

Bu Cuma Düzce'den gelip hayatımıza bir güneş ışığı gibi giren sevgili öğrencimiz Serap hanımı uğurladık, uğurlarken de pek üzüldük. Hele ben öyle alışmıştım ki Serap hanıma, çok özleyeceğim doğrusu. Bu hızlandırılmış kurs sayesinde gelip bizimle kısa zamanda pekçok güzel esere imza atıp sonra gidiveren öğrencilerimiz hem çok güzel oluyor hem de arkalarında sessiz bir atölye bırakıyor. Ama bu sayedepekçok güzel şehrimizde pekçok güzel arkadaşımız oluyor. Serap hanım bizden kurtuluşunuz yok, en yakın zamanda ziyaretinizdeyiz ;)

Bu arada ben de atölyede ders sırasında öğrencilerimizle güzel eserler çıkarmalarına yardım ettiğim zamanlar dışında her fırsatı değerlendirip boyama yapmaya çalışıyorum. Atölyede olmak çok ama çok keyifli. Hem öğrencilerle birlikte çalışmak hem sürekli boyama yapmak, işte hayat bu :)))


Matruşkaların zeminini epey bir zaman önce yapmıştım, desenleri de bir kumaştan fotokopi yapıp hamur kabartma tekniği ile yapıştırdım. Matruşka benim vazgeçilmezim :)


Diğer matruşkalar ise bir zamanlar Moskova'dan alıp geldiğim matruşka seti. Uzun süredir evde bir dolabın içinde duruyorlardı. Malum benim evde bir sürü matruşka vardı, bunlar bir türlü dolaptan çıkma fırsatını bulamamıştı. Şimdi Ece Aymer Craft House'un mağazasındaki yerini aldı :)




Kapı gazeteliğine gelince... çalışmaktan çok zevk aldığım bir proje oldu. Tasarımını sevgili Ece yaptı ben de uyguladım. Bence çok şık oldu,ne dersiniz?

not: yukarıdaki fotoğrafım vitrinimizdeki meşhur kırmızı koltuğumuzla :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...