Ben onlara Ruslan ve Ludmilla diyorum. Aslında Ruslan ve Ludmilla çok meşhur bir Rus şiirinin kahramanları. Ünlü Rus yazar Aleksandr Puşkin'e ait. 6 şarkı ve bir sonsözden oluşur. Ama sadece bir şiir değil, bir peri masalı olarak, opera olarak, bale olarak sıkça karşımıza çıkar bu aşıklar. Kiev prensi Viladimir'in kızı Ludmilla'nın kötü siharbaz tarafından kaçırılışını ve cesur şovelye Ruslan'ın onu kurtarışını anlatır. Yani bu seramik bebeklerle alakası yok. Ama nedense benim öyle diyesim geliyor, yani isimleri bu :)
Bu bebekleri yıllar önce İnternational Women's Club'ın bir kermesinde almıştım. Meşhur kış kermesinden. Yanlış hatırlamıyorsam 1999 ya da 2000 senesi. İkisini toplam 20 dolara aldığımı hatırlıyorum. Şimdi Moskova'da birini 50 dolara pazarlıkla belki bir ihtimal alırsınız.
Şimdi nereden çıktı bu aşıkları fotoğraflamak diyebilirsiniz. Sabah kapalı bir havaya uyandım Ankara'da. Zaten Ankara'nın havası Moskova'ya benzemeye başladı. Habire yağmur, bir açıyor bir kapıyor, yaz bir türlü gelemiyor. Yine de ben keyif kahvemi yaptım, Ruslan ve Ludmilla'nın oturduğu koltuğun tam karşısına oturdum pencere kenarında. Karşımdaki Migros'un kepenkleri açılırken izledim uzun uzun. Bir yandan da sohbet ettim Moskova toprağı yutmuş oyuncaklarmla. Yeni bir proje üzerinde çalışıyorum son günlerde. Proje hakkında size açık vermeyeceğim boşa bakmayın meraklı gözlerle, yoksa sürprizi bozulur :) Projenin adı :Moskova/MOCKBA/Moscow... Haliyle akşamları geç saatlere kadar bilgisayar başında yoğun bir çalışma halindeyim. Moskova fotoğraflarını açtıkça da özlemim kabararıyor haliyle. Ben de sabah bu gençlere dert yanıyor, içimi döküyordum işte. Öyle güzel dinlediler ki gülümsemeleri hiç eksik olmadan yüzlerinde :))) Rahatladım biraz ve oradaki, güzel günleri anarak gülümsemenin üzüntüden daha iyi geldiğini gördüm. Yine de özlüyorum...
Sonra giyindim, hazırlandım, biraz yürümek için evden erken çıktım. Yürürken de güneş açıverdi birden. Pek hoşuma gitti. Az sonra solumdaki bahçe tellerine sarınmış hanımelinin kokusu geldi burnuma. En sevdiğim çiçek kokusunun hanımeli olduğunu söylemiş miydim size? Büyüdüğüm Karşıyaka'yı (İzmir) hatırlatır bana. Rahmetli babaannemin bahçesi hep yasemin ve hanımeli kokardı sabah erken saatlerde ve tabi ki akşamüstleri... Her canlı bir amaçla yaratılmıştır bence ve hanımeli o an beni gülümsetmek için oradaydı.
Derken atölyeye vardım. Derse hazırlık yaparken Nalan abla apar topar beni balkona çıkardı. Balkonumuza salyangozlar, yok yok salyangoz değil onlar, sevgili Asuman'ın kızı Tuana'nın dediği ve bizim de çocukluğumuzdan beri dediğimiz gibi sümüklü böcekler ziyarete gelmişler. Hani sümüklü böcek deyince adı belki iğrendiriyordur sizi ama şunların sevimliliğine bakar mısınız? :)
Yaaaa işte böyle başladı bugün günüm ve bugün (her ne kadar mücevher takıntım olmasa da) Carl Faberje'nin 166. doğumgünü olduğunu öğrendim herşeyi bilen Google'dan :) Benim de 15 tane kadar :/ var faberjem ama mine işlisinden elbet pırlantalı elmaslı zümrütlü falan değil yani ;) Biraz google'da gezdim o güzel faberjelere baktım içim açıldı.
Öğrenciler gelmeye başlayınca da iyice unuttum özlemimi tatlı bir telaş sardı...
Not: Bu arada uzun zamandır böyle uzun uzun içimi dökmemiştim, yazmayı özlemişim ;)
4 yorum:
Çok iyi ettin, zevkle okuduk satırlarında kendimi bir bulup, bir kaybederek okudum.
çok öpüyorum, her günün yasemin hanımeli kokusunda, yağmur sonrası tazeliğinde geçsin.
Benim de anneannemin evinin bahçe duvarları hanımeli ve yaseminle sarılmıştı.Kokusu halen burnumda...
Bir de ilaveten ilkbaharda limon ve portakal çiçeği...
Bir de ful vardır Seden bilirmisin?
Anneannem fulleri teneke kutularda yetiştirdi.Koku hafızamız ne garip.sanki yanıbaşımda ful,yasemin ve hanımeli var.Hafif bir esintiyle kokuları geliyor.
Faberge'leri tek tek görüntülermisin?
Hepsini görmek isterim.
Bu arada beğendiğin peçetelerden var.Haftaya getiririm.Çok çok öptüm.Biblolar muhteşem.sabah konuştuğumuz gibi Rusların sanat yönü çok gelişmiş.Hoşçakal.
Dolunaycım faberjeleri yarın çekerim hava karanlık yapay ışıkta güzel çıkmıyor fotoğraf. Hatta biblolarımı da çekip koyayım, onlar antika rus bibloları :) Peçete için sağol gerçekten çok sevdim zaten deniz temalı herşeye bayılıyorum ;)
Bebeklerinize bayıldım yazınızıda keyifle okudum sevgiler
Yorum Gönder